14 Kasım 2007 Çarşamba

ABBAS


Haydi Abbas,vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı,
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarlada havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce .
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiği mesafeye
Ve zamana
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit;
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

Cahit Sıtkı TARANCI

FENER


Gökyüzü bir başkaydı bugün,hava o bahar güzelliğini kaybetmiş insanlara küskündü sanki.Deniz o masmavi rengini siyaha bırakmıştı.Deniz ve gökyüzü fenerin ucunda oturan adamla birlikte üzülüyordu.Herşey o eski canlılığını kaybetmiş,bir şeylere üzülüyordu gibi.

Karay vuran dalgalar fenerdeki adamla birlikte ağlıyordu.Aralarında bir bağ var gibiydi.İletişimleri sanki adamın gözyaşlarıydı.Akan her damla onları üzüyordu.Belki bu yüzden gökyüzü küsmüştü.Deniz büyüleyiciği güzelliğini bu yüzden saklıyordu.Fenerdeki adam gözyaşlarının arkasından bir sigara tüttürdü.Sigara sanki onu içiyordu,o sigarayı değilde..Kayalıkların üzerinden yavaşça kalkıp, fenerde yürümeye başladı.Kafası eğik ,yüzü asık,gözleri nemliydi.Biraz da hayata küskündü.Fenerdeki adam kayalıkların en ucunda durdu.

Korktum ,biran kendini atacak zannettim.Bir adıım sonrası boşluktu.

Kayalıkların ucunda biraz durup dünyaya son bir daha bakmak istercesine, baktı.Gözünün önünden yaşadıkları geçti.Belki de onu bu kadar kızdıran o kötü anı geçti.Birden bire irkildi.Kayalıklardan hızla uzaklaştı.Tekrar , belkide daha iyi yenilmek için hayatta kalmayı tercih etti.

Onu ölüm ü düşündürecek kadar üzen her neyse, o hayata veda etmedi.Belki de deniz ve gökyüzü ondan bu kadar soğuk ve küskündü.
Zarife'nin çocukluk yazısı :05/05/1998-salı