25 Ocak 2019 Cuma

yine mi 26 ocak ?



Ne zamanmış geçip geçip bitmeyen...Yine yeniden bir yaş daha sensiz kimsesiz ne zormuş Allahım yaşamak denen şey. Hep bir hüsran .Mış gibi yaşamayı bile beceremeyen ben. kayboldum beni bırakıp gittiğinden beri. Hiçbir şeyi yoluna koyamadım.O çok bahşettiğin hayatı bile yaşayamadım.İyileşmiyor içim ne yapmalıyım bilmiyorum.İşte yaşam denilen zamanda bir yaş daha büyüdüm. Aslında sen gittiğinde ben çok büyüdüm ondan sonra herşey durdu. İnan çok zorladım kendimi normal denilen hayata ayak uydurmak için.Hani baştan yazsam kaderimi belki düzelte bilirdim her şeyi  ama olmuyor işte bu bir gerçek.Belki seninle mehtap altında denizin ortasında yan yanayken elimi sımsıkı tuttuğun ana geri dönerdim.defalarca yaşamak isterdim o anı beni çok sevdiğini hissettiğim o anlardan birine .İnsan kıymetini bilmiyor yaşadıklarını  kaybetmeyince.Sen mutlu musun bilmiyorum ama ben çok sensizim.Yerini dolduramadığım onca saçmalığa rağmen yaşamaya çalışıyorum.Gene de mutlu olmanı isterim sen bana bakma acımdan saçmalıyorum bazen.Çok acıyor sol yanım. Bir ara hafızamı sıfırlamayı denedim olmadı.Hepsi her sabah tek tek gözümün önüne geldi.İnat edercesine. denizin dibine inmeyi denedim. Ülke ülke gezmeyi denedim nerde olursam daha az acır diye. Bir ara ülkeyi tamamen terk etmeyi denedim.Onu da başaramadım.En büyük sınavım sın veremediğim,geçemediğim.Dönüp dönüp başarısız olduğum.
Aslında bazen şunu düşünüyorum.Hayatı bitiren aldığımız yaş değil,sevdiğimiz insanları bizi sevmiyor oluşu,en çok acıtan da bu işte.Ablamın ölümünü kabullenediğim gibi o sevmeyen ailesine kendini bu kadar sevdirmeye çalışmasını sevdiği adamın,oğlunun ona sırtını döndüğünde yaşamaktan vazgeçmesine çok kızgınım.En azından bizi de düşünmeliydi deyip kendime bu sevgiyi yasaklamıştım.Kimseyi bu kadar sevmemeliydim. Bence bütün bilim adamları bunu araştırmalı insanları tüketen tek sevgisizlik.Bitiren şeyde bu sevgisizlik.Bunun bir ilacını bulmaları lazım.Aslında bilim hiç ilerlemedi kendimizi kandırıyoruz.<<<<<Şimdi de makina -emir .... bak işte önümde yaşamam gereken koca bir hayat vardı ya çok süper geçiyor.

16 Mayıs 2018 Çarşamba

Hayat,yaşantı aramak değil;kendimizi aramaktır.Cesare Pavase



Hayata kapılarını sımsıkı kapatmış biri olarak ,farklı bir enerji deneyimledim. Aslında çok da fazla ümidim yoktu.Çok tan ön yargılarım konuşmuştu işte bir kaç gün iyi hissedeceksin belki bir kaç hafta ve sonra gene başa döneceksin. Yasemin Polat hanımefendi bunu çok net görmüştü sanırım,kendi teknikleriyle kendime bile itiraf edemediğim bir çok anıyı ve duyguyu uyandırdı. Aslında en çok bu duygularla nasıl başa çıkmam gerektiğini yada aslında (gerekmediğini ) gösterdi. Bunları bir çok şeyi aynı anda hissederken kendime ne kadar haksızlık yaptığımı fark ettim.   Bir çok anlamlar yüklediğim anı yada duygunun öte yanını görmek beni sersemletti.İlk önce derin bir sarsıntı ve  sonrasında bir şaşkınlık ne yani şimdi bu kadar tutunduğum duygular böyle-miymiş bir kabullenmemek bir içimden gelen derin bir huzur büyük bir çalkantıydı. Sonrası ise fırtınadan sonra gelen dinginlik ve huzurdu.   İyi ki bu kampla beraber sizleri tanıma fırsatım olmuş. Bütün kamp arkadaşlarımı tanımak ve onlarla olmakta çok hoş bir mucizeydi.Hepimizin orada olmasının bir anlamı olduğunu çok net hissettim. Bir olmayı dibine kadar yaşadım. Çok keyifli ve huzurluydu. Bilmediğimiz bir bilgi değildi tabii asıl farkı o bilgiyle ne yapmamız gerektiğiydi.
   Farkın dalık bakış açısı ,aydınlanma için gönülden teşekkür ederim.En çok ta An'da kalmak en güzeliydi. 


Sana ;

Sana olan  bunca sevgimin ve aşkımın nedenini merak ediyordun hani gerçekçi bulamıyordun.Sonra bu kadar huzur ve sevgiyi tattığında vicdan deyip kaçtığın zamanları hatırlar mısın ?

Sen aslında hiç sevilmemiş sin böyle bir duyguyu o yüzden anlamayamadın kendine sürekli bir bahaneler buldun. Hiç kimseyi sevmeyi başaramadığın gibi sevilmeyi de başaramıyorsun.Senin bunu görüp anlasan bile  savaşacak gücün yok sen aslında koca bir korkak sın yaşamı bile yaşayamayacak kadar.Boşunaymış bana bunca acılar çektirmen , çok sonra anladım ne yazık ki.






13 Şubat 2018 Salı

sarı laleler




 ''Yüreği nasır tutmuş'' derdi annem.Hiç anlamazdım nasıl olur diye?  hatta komik bile bulurdum.

Kalbin kırıldığında büyük bir şangırtı koparmış sonraları çok acıtmazmış. Öyleymiş.Kalbin ağlarken gözlerinden yaş akmaması ymış ..Hiçbir şey yapmadan öylece durup geçmesini beklemekmiş.


Her geçen gün yeni bir kırgınlığı öğrenmekmiş hayat...bu da beni yıkamaz dediğin her-şeyi yıkıp geçermiş. Artık ağlamıyorum  dediğin her şey de  içim eriyip kül oluyor her seferinde ...

Bilemiyorum ,öğrenemedim galiba kırgınlıkları sarmayı. Hiç bir şey olmamış gibi yürümeyi öğrenemedim.


14 Eylül 2017 Perşembe

25/08/2016 'ya itafen ..



 Yazmasam çatlarım...........

          Duvarların dili yok ki bana cevap versin.Bende yaralarımı bu bembeyaz sayfalara yazarım.Yazmak aslında bir ilaç benim için.Kaderimin belki de en iyi tarafı.İnsanlar ki anlattıklarına seni pişman ederler .Böyle dolar dolar taşarsın.Anlatacak kimsen yokken böyle sayfalar dolusu yazmak istersin.Yaralarımı saklamaktan yoruldum aslında ,ağlamamaya çalışmaktan hadi oradan dik dur ,bunlar senin hatan ya da tecrüben artık büyüdün dik dur demekten kendime.İnsan ne zaman düzelir?Yıllarca bu sorunun cevabını bekliyorum.Büyüdüm gene geçmedi.Bir hayat arkadaşı ile mi düzelecek şimdi her şey ? Komik değil mi? Yani şimdi sadece ben mi böyle düşünüyorum? Gözümü karartıp denedim..Olmadı demek ki bu da çözüm değil.Ne zaman kalp ağrılarım bitecek ki? Sonuçta yaşadıklarımı geri alamam ki.Kişisel gelişim kitapları okuyup bir iki hafta kendimi dizğinlesemde
hani diyorlar ya, büyük puzzle göremiyoruz;vardır bunda da bir hikmet .Tamam artık bunlar da sakinleştirmiyor beni.Gittikçe büyüyor acılarım ve ağrılarım var benim.Hayır insan gittikçe mi yalnızlaşır ?bir de çok komik yalnız ölecekmişim gibi........:) Koca bir hayatı yalnız yaşamışım.Öürken mi değişecek bu durum:) Ben öldükten sonra beni anlasalar ne olur ? Yaşarken anlatamamışım derdi mi?

    Huzur İslamda demişler ,doğru da demişler de hangi zamanda ?hangi çağ diliminde ? Yani şimdi sen istediğin kadar yapmaya çalış ,olmuyor ki dürüst değiliz ,sonra da oku oku oku .........

  Önce hayat tarzımız adaletli olmalı.Sadece vicdanını rahatlatmak için değil zaten bana ihtiyacı yok.Benim O'na ihtiyacım var.Doğru dur ki ezilme yesin.
   Peki ya ailen sevdiklerin ,dostların için yaptığın ya da yapmaya çalıştığın ama hiçbir işe yaramayıp sadece altında ezildiğin fedakarlıklar? Bunu onun için mi yapmalıyım? Bunu ailem için yaşamalıyım? dediğin onca şey ...Elinde saatli bomba gibi patlarsa al sana fedakarlık...Lan oğlum sen kimsin ki? Senin harcın mı bu işler desene? Evet insanoğlu koca bir Hiç 'tir.Bazen bu Hiç'i birşeye dönüştürmeye çalış sanda;aslında daha bir aciz Hiç'tir.İşe yaramak bir şey olmak ister koca bir Hiç bunu yapmaya çalışırken daha bir kimsesizleşir. Yani planlar hiç bir işe yaramaz. Beğen sekte  beğenme sekte kaderin buysa istediğin numarayı yap.Onu değiştiremiyorsun.Birde şu var tabii ;her şeyin kahrını çek,artık tamam benden bir hıyar olmaz dediğin zaman gelsin hayat sunsun sana:) Sonra onu al münasip bir yerine sok diyesi geliyor insanın. Susuzluğun tavan yapmış ,mutasyona uğramışsın al sana su demek; öl demek :) Şimdi biliyorum bana arabesk yapma diyorsun hatta sağlıklısın elin ayağın tutuyor diyorsun.Çok şükür diyorum.Ama ruhumu hasta ettin.O kadar çaresiz bıraktın ki beni yolumu bulmakta zorlandım.İnsanlara iyi insan olsam aptal oldum.Kötü olsam çıkarcı ..gerçi bunu hiç başaramadım ama.Aslında biliyor musun kötü olmak ciddi bir sanat.Gerçekten yani şimdi benden olmaz! Olmuyor:) Bak bu iyi bir şey diye yazmıyorum.O da emek ve ciddi bir performans isteyen bir durum,önünde saygıyla eğilmesi gereken bir durum yani..Aslında çok istediğim bir durum yok;
-İyi işler başarmak
-Kimseye muhtaç olmamak
-Dans edebilmek
-Yazmak (ciddi anlamda)
-Seyahat etmek (Dünya'yı)
-Okumak (istediğim bölümü)
-Ailem konusunda sanırım ümitsiz vakayım,artık onlar için hayal bile kuramıyorum.sanırım bu hallerine alışmak.
-Ve son madde ;gerçekten beni anlayan bir yoldaş.(bu da ümitsiz vaka)  aslında birini bulmak ve yaşamak zor değil asıl ayrıntı ;karşındaki kişinin benimle aynı şeyleri hissedebiliyor olması.(bir durum karşısında alt yazı geçmeden,bu durumları çözmesi anlıyormuş gibi yapıp sonra ben biletini kestiğim anda asıl kahrolduğum nokta hiçbirini anlamamış.Bu tam travmatik bir durum inan bana.Yani zaten ayrılmışın  bir de gerzek seni hiç anlamıyormuş.Hayır amacın nedir?Bu tam travmatik en iyisi hiç girmeyeyim bu konuya..........

     

16 Mayıs 2017 Salı

Hep Beklenen ,hiç olmayan ..


  Düşünüp, farklı yollar deneyip acaba sorun ben de midir deyip kendini yitip bitirmek. Beklentilerin,çabaların ,savaşların hepsi boşuna biliyordum aslında sadece duyunca neden bu kadar şaşırabiliyorum ki insanlara bilemiyorum. Başımı dayayıp ağlamak için bile kimsem yok.Hayatta tek başıma olduğum o kadar çok hissettirildi ki bana.O yüzden bırakıp gitmek istedim.Hep uzaklara belki uzaklarda sarılabileceğim,başarabileceğim,hayat mücadelemde beni destekleyen dostlarım ya da bir ailem olurdu.Biliyorum bu yaşam denilen yolda tek başınayım.Kendi çözümlerimi yine kendim çözmeliyim.Neden hala inciniyorum ki ? dimi neden? bilmiyorum.

24 Ekim 2016 Pazartesi

HEYYY AŞK !...




 Günlerden aşk mı ? Şimdi diyeceklerin kafamda uğulduyor.Evet evet tam da öyle ...Ben iflah olmaz bir aşığım. Şimdi uzmanlara göre bu durum birkaç  farklı açıdan yorumlanabilir. Tabii sen bunlara inanabilirsin.Ben kendi durumumu sana açıklayayım. Pragmatizim akımı ortaya çıkmadan önce insanlar aşkdan , kara sevdadan ölebilirlermiş. Bunun için birçok tedavi yöntemi bulunduğunun ve işe yaradığı düşünülebiliyor.Tabii aslında bunlar tamamen kafamızda  inançlarımız. Gerçek şu ki;
Pragmatizimle birlikte insanlara fayda getirecek herşeyin mubah olduğu inancı işlenmiş.Bu inanç doğrultusunda ,acı veren iklim ve küresel şartlara uygun olmayan ilişki durumlarını bu düzlemde işlemişler.Yani aslında duyguları kandırma yöntemi,bu durumda insanı rahatlatan bir yöntem olmaya başlayınca kara sevda duygusunun üstü örtülmüş.Bana acı veren , beni sevmeyen adamı ben niye seveyim yanılgısı oluşmuş.İşte tam bur da aslında bu yapay bir duygu biçimi.Gerçek duygumuz ,duyulan aşk istemekle gerçekleşen bir duygu biçimi değildir.O yüzden aşk kelimesi de tam bu yüzden 3 harftir.:) anladın sen onu bence.Aşk bizim belirlediğimiz tercih ettiğimiz bir durum değildir. Takıntı hiç değildir.Aşk tarafını seçer ,uçlarda gezmeyi sever,hep bir düşecek misin korkusu yaratır içimizde,Normal bir insan ömründe insan sadece bir kere aşık olabilir ve bu tercih edilebilir bir durum değildir. Siz diğer tüm ilişki biçimlerine farklı tamlamalar yapabilirsiniz.Hep aynı adamı sevebilmenin hayalini kurarız biz iyi kızlar...Şimdi aşk belki yanlış adamın üstünde gittin durdun bilemem ,oda onun  kendine vereceği hesap.